Türkiye'de kendilerine minnettar kaldığım birkaç yayınevi var. Bunlardan biri de Boğaziçi Ünv Yayınları. Kaliteli eserleri çok geçmeden Türkçe'ye kazandırmalarını takdir ediyorum. Türkiye muhtemelen iki bin sonrası yine bir atağa kalktı (daha önceki ise daha önceydi)...

Proust aslında bir sinirbilimci değil. Atatürk'le aynı dönemde doğmuş-yaşamış bir Fransız edebiyatçı; en bilindik eseri de Kayıp Zamanın İzinde adlı 7 ciltlik romanıdır. Lehrer bu edebiyatçı üzerinden sinirbilim'e, yada sinirbilim üzerinden Proust'a uzanıyor... Farklı sanatçılardan sinirbilimin farklı alanlarına değiniyor tek tek..

henüz yapısı tam olarak çözülmemiş sinirbilimin, sanatın ışığında nasıl öngörüldüğünü anlatan kitaptır. freud'un ortaya attığı teorilerle gelişmeye başlayan insan zihni ve sinir yapısı sanatçılar tarafından da çözümlenmeye çalışılmıştır. kitabın arkasında yer alan"sanat ve bilimin, bunca zamandır birbiriyle iletişim kurmayan iki farklı kültürün..." tümcesi oldukça ironiktir. tam da freud'un çalışmalarına başladığı yıllardaki şairlerden başlıyor kitap. yani birbirinden kopuk bu iki kültür aynı zamanlarda aynı konular üzerine eğiliyor. hem entellektüel bilgi birikiminizi genişletecek hem de psikoloji ve psikanaliz'e olan merakınızı derinleştirecek başarılı bir derleme olmuş. - ekşi